Bu Ürünü Senin Yerine Algoritma Seçti

Önüne çıkan bir ürünü gördün, dikkatini çekti, belki de birkaç saniye için durup baktın. Ama hiç kendine şöyle bir soru sordun mu: “Bu ürünü ben mi buldum, yoksa o mu beni buldu?”

Günümüzde tüketici kararları, biz farkında olmadan algoritmaların önümüze koyduğu seçenekler arasından yapılıyor. Artık Google’dan yaptığın bir arama, Instagram’da durduğun bir video ya da Spotify’da atlayıp geçtiğin bir şarkı, algoritmalar için senin kim olduğunu anlamaya yetecek kadar sinyal içeriyor.

Algoritmalar Karar Veriyor, Sen Onaylıyorsun

Netflix sana bir dizi önerdiğinde, Amazon bir ürün çıkardığında ya da YouTube ana sayfana “mucizevi bir zamanlamayla” seni çeken bir video bıraktığında, aslında bu tavsiyelerin arkasında senin veri davranış kalıpların yatıyor. Kısaca, senin yerine seçim yapılıyor ve sana sadece “seçtiğin sanma hissi” bırakılıyor.

Bu durum özellikle e-ticarette daha da belirgin. Örneğin, bir e-ticaret sitesine girdikten sonra farklı sitelerde “tesadüfen” karşına çıkan ürünler, aslında seni yeniden hedefleyen algoritmalar tarafından davranış analiziyle seçilip sana özel olarak gösteriliyor.

Veriyle Kurgulanan Tüketim

Her beğenme, tıklama, kaydettirme, izleme süreleri ve hatta duraksadığın saniyeler bile algoritmalara “bu kullanıcının ilgi alanı ne” sorusunun cevabını veriyor. Sistem, sen fark etmeden seni analiz ediyor ve seni “en çok ikna olabileceğin” ürünle karşılaştırıyor.

Bu kısımda sorulması gereken kritik soru şu: “Bu karardan ben mi sorumluyum, yoksa algoritmanın beni sürüklediği yere mi gittim?”

Algoritmalar Bize Ne Kadar Hizmet Ediyor, Ne Kadar Yönlendiriyor?

Elbette ki algoritmalar şüphesiz hayatı kolaylaştırıyor. Ancak bir noktadan sonra seni sadece senin davranışlarına benzer şeylerle besledikleri için, farklılıklara kapandığın dar bir tüketim döngüsü oluşuyor. Bu da seni hem farklı düşünmekten, hem de bilinçli tüketimden uzaklaştırabiliyor.

Bir anlamda, ihtiyacın olduğunu bile bilmediğin bir şeyi istemeni sağlıyorlar. Ve sen buna “benim kararım” diyorsun.

Peki Ne Yapabiliriz?

  • Farkında olmak: Karşına çıkan her ürünün bir algoritmanın tercih ettiği bir öneri olduğunu unutmamak.
  • Körü körüne tıklamamak: Satın almadan önce kendine “Ben mi istiyorum, bana mı isteniyor?” sorusunu sormak.
  • Kendi algoritmanını yaratmak: Araştırarak, farklı kaynaklardan bilgi alarak ve tüketim alışkanlıklarını bilinçli şekilde şekillendirmek.

Unutma: Günümüzde veri, yeni para birimi. Ve seni ikna etmek için o veriler senin yerine çalışıyor.

WhatsApp İletişim